EĞLENCELİ BİR YAZI : BİR TRİATLETE SÖYLENMEMESİ GEREKEN ŞEYLER

Herkesin fikirleri vardır elbette. Konu triatletler olunca, onlarla sohbetimizin anafikrini belirlerken bazı konuları kendimize saklamamızda fayda olabilir.

Eğer bir triatlet ile evli iseniz büyük ihtimalle bunları zaten biliyorsunuz. Ama bir arkadaşınız veya yeni sevgiliniz triatlet ise, söylememeniz gereken bir şeyi söyleme ihtimalinize karşı, bu listeyi hızlıca gözden geçirmenizde fayda olabilir. Böylece kendinizi, yıpranmış bir yol savaşçısının gazabına uğramaktan kurtarabilirsiniz

“Antrenmanlar dışında bir hayatın yok mu?

Gerçekten bir triatletin derisinin altında ne olduğunu merak ediyorsanız bu soruyu sorabilirsiniz. Unutmayın, triatletler de birçok diğer atlet gibi kendine özgüdürler. Onlar için antrenman hayatın en önemli parçalarından biridir. Buna rağmen, elbette, hemen her triatletin antrenmanları dışında da bir hayatı vardır. Onlar da herkes gibi sevdikleri şeylere vakit ayırırlar. Ancak vakit konusunda tutumlu olmak zorunda olduklarından, çoğu, kendilerine zaman kaybettiren faydasız aktiviteleri hayatlarından çıkarmıştır.

“Yeterli zamanım olsa, ben de triatlon yapabilirdim.

Muhtemelen triatletlerin, çok fazla boşvakti olduğu için kendilerini bu işe adadıklarını düşünüyorsunuz. Onlar sizinkinden hiç de daha fazla olmayan boş vakitlerini ve tatlı sabah uykularından fedakarlık ederek yarattıkları ekstra zamanı bu spora adıyorlar. Çünkü tutkuları var. Hedefleri var. Sizce de bu kararlılık ve adanamışlık saygıyı yada en azından bu tür sorularla basitleştirilmemeyi haketmiyor mu ?

Gelecek sefere yoğun takviminize atıfta bulunma dürtüsü hissettiğinizde kendinizi onların yerine koyun. Muhtemelen ayaklarınız ve başınız aynı anda ağrımaya başlayacaktır. Çünkü onlar hem gün içinde sizler gibi işlerde çalışıp, üzerine rutin günlük işlerini yapıp, bunun dışında da ağır antrenman programlarına uymak, ailelerine vakit ayırmak için koşuşturuyorlar. Ellerindeki zaman ile yaptıkları şeyin, bir jonklörün 5 yada 10 top ile yaptığından bir farkı yok.

“.. : .. Saatte "Ironman" tamamlayan birini tanıyorum.

Sizin için sevindik. Unutmamak gerekiyor ki “Ironman” tabiri tek tip mesafe triatlon yarışları için kullanılmıyor. Diğerlerinden daha kısa yada kolay yarışlar var. Arkadaşınızın ne kadar hızlı tamamladığı ile övünmeden önce şunu unutmayın. Öncelikle davranışınız biraz kaba ve bitiş zamanı denilen şey, yarış mesafesi, parkurların zorluğu, hava şartları vs gibi sayısız faktörlere bağlı. Biraz daha duyarlı olup, bu tip yorumları kendinize saklarsanız daha iyi olur.

“Durmadan antrenmanlardan yada yarış tecrübelerinden bahsediyorsunuz.

Onlar her günlerini, antrenman programlarına göre planlıyorlar. Sosyal hayatlarını düzenlerken de bu programı hep göz önünde bulunduruyorlar. Unutmayın bu iş onların hayatında önemli bir yer işgal ediyor. Ara sıra bahsetmeleri normaldir. Yada bir konu hakkında metafor yaparken triatlon tecrübelerinden bahsedebilirler. Aslında bahsettikleri uğraştıkları spor değildir. Belki biraz ne dediklerini dinleseniz, fedakarlık yapmak, kararlılık göstermek yada hayallerinin peşinden gitmek hakkında kendiniz için ufak ipuçları yakalayabilirsiniz.

Elbette biraz abartıp sürekli yarışlarından bahsedenler olabilir. Ancak bu sayı genele vurulduğunda çok değildir.

“Bunun neresi zor anlamıyorum. Tüm yaptığınız yüzmek, bisiklete binmek ve koşmak.

Dışarıdan bakıldığında triatlon “sıkıcı” görünebilir. Sürekli aynı şeylerin tekrarı gibi algılanması, bu sporun, “sıkıcı” ve “öngörülebilir” olarak şöhret kazanmasına sebep olabilir. Yine de bu, gerçekten oldukça uzak bir görüştür. Bir triatlon yarışında gösterilen, insanüstü fiziksel ve mental çaba daima saygıyı hakeder. İkna olmadınız mı ? Belki de denemelisiniz. Keşfetmek çok zor değil. Triatlonlar, heyecan, endişe, korku ve saf tatmin gibi sıkıcı olmaktan çok uzak duygular ile doludur.

“Bence daha hızlı bitirmek için, antrenman şeklini değiştirmelisin.

Triatletler için, zamanla çoğu şeyin bilindiği bir noktaya gelinir ki, bu insanların, antrenman tekninleri ve stratejileri konusunda hatırı sayılır bilgi ve tecrübeleri oluşur. Eğer tamamen çaylak bir tiriatlet ile konuşmuyorsanız, antrenman tekniği hakkındaki fikirlerinizi kendinize saklayın. Triatletlerin çok büyük bölümü sayısız saatlerini antrenman tekniklerini araştırmaya denemeye ve uygulamaya adadıkları için, basitçe, bu konuda hata yaptıklarını söylemek biraz düşüncesizlik olur. Ayrıca vereceğiniz yanlış bir tavsiye arkadaşınızın sakatlanmasına sebep olabilir. Bu yüzden bu konudaki kararları kendileri ve koçlarına bırakmakta fayda var.

“Çok kıskandım. Bahse girerim her istediğini yiyebiliyorsun.

Aslında hayır. Bir triatletin güç kaynağı (yakıtı) beslenmesi olsa da buradan, saatlerce süren antrenmanlardan sonra eve gidip nacho’s ve cheeseburger’lere yumuldukları sonucu çıkmaz. Nadiren yapılan gösteriş ve hava atma seansları dışında %99 oranında, bir triatlet yediği şeylerin tamamının dikkatlice hesabını yapar ve beslenmesi konusunda bilgi sahibi olur. Mesela triatlet arkadaşınızın yemeğe “yakıt” dediğine şahit oldunuz mu ? Bu kesinlikle bir triatletin beslenme bakış açısını ifade eder. Basit anlatımla, yemek, onun gemisinin yakıtından başka bir şey değildir.

“Bir seferinde maraton koşmuştum. Bahse girerim Ironman’de koşabilirim.

Harika ! Hernekadar bu tip çıkarımlar, çoğu triatletin başarılı olmak için ortaya koyduğu kan ter ve gözyaşını biraz sulandırsa da, maraton koşmak iyi bir başlangıçtır.

“Ironman yaptın. Şimdi sırada ne var.

Birçok triatlet için antrenmanlar ve yarışların bir sonu yoktur. “Sırada ne var?” sorusu onların kararlılığının kısa vadeli olduğuna inanmaktır. Eğer bir atletin gazabına uğramak istiyorsanız ona bu soruyu sorabilirsiniz elbette.

“Nasıl kilo verebilirim.

Belki de en sık sorulan sorulardan birisidir bu. Triatletler güçlerinin ve dayanıklılıklarının zirvesinde olsalar ve süper fit görünseler bile, onlar kilo verme konusunda uzman değillerdir. Çoğu bu yolculuğuna istenmeyen yağlardan kurtulmak için çıkmamıştır. Yaşadıkları her kilo kaybı ve fit görünüşleri, bitiş çizgisini geçmedeki kararlılıklarının bir yan ürünüdür. Gelecek sefer bu soruyu sormak yerine antrenman rutinlerinin nasıl olduğu hakkında sorular sorabilirsiniz.

Artık biliyorsunuz.

Kısaca, bir triatlete ne söylememeniz konusunda bazı başlıkları bu listede toplamaya çalıştık. Tüm yolların kesiştiği yer saygıdır. Triatletler, disiplin, tutku ve adanmışlıkları ile sıradışı insanlardır. Fiziksel ve mental zorlukların üstesinden gelirler. Bazen onları anlamak için onların bakış açısından bakmanız gerekir.

Not:

Henüz bir triatlet değilim. Ama ilk Ironman yarışıma hazırlanırken çok fazla araştırma ve okumalar yapıyorum. Bu okumalarım sırasında rastladığım güzel ve eğlenceli bir makaleyi çevirerek sizlerle paylaşmayı istedim. Umarım hoşunuza gider...